top of page
  • Yazarın fotoğrafıNevzad Ali KILIÇ

TZY Eğitimleri 3 - Tedarik Zincirinin Yapısal Boyutları



Tedarik zinciri üzerinde başladığımız uzun yolculuğa devam ediyoruz. Yol ilerledikçe konularımız derinleşiyor bizlerde ellerimize koca koca fenerleri alıp yolumuzu aydınlatıyoruz. Bugün sizlerle birlikte tedarik zincirinin yapısal boyutlarını inceleyeceğiz. Hadi başlayalım.



Normalde yazılarımın başında biraz lafı dolandırıp konunun etrafında dönmeyi seven biriyimdir. Bugün direkt olarak konuya dalacağım. Tedarik zincirini iki farklı yapısal boyutta inceleyebiliriz. Bu iki boyut için yatay ve dikey ifadelerini kullanmak çok yanlış olmayacaktır. Bu iki yapıyı zincirin uç noktaları ile merkezinde bulunan kurumun konumu belirler.


Yatay boyut tedarik zinciri boyunca var olan kurumların sayısı ile ilgilidir. Yani zincir metaforunu çok rahatça kullanabiliriz burada. Bizim zincirimiz yapımıza, ihtiyacımıza göre çok uzun da olabilir çok kısa da olabilir. Büyük bir tekstil markasının zinciri çok uzun olabileceği gibi bir beton santralinin zincir yapısı çok kısa olacaktır. Bu tamamen sürecimiz, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve bizim kurumumuzla ilgilidir.


Dikey boyut ise yatay boyutta yer alan tedarikçilerimizin ve müşterilerimizin sayıları ile ilgilenir. Dikey boyutu etkileyen olgu sayılardır. Kurumumuz dikey boyutta; her kademesinde bir veya daha fazla sayıda aktöre sahiptir. Dar bir yapısı var ise bir kaç kurum ve/veya müşteriye sahip olabileceği gibi geniş bir yapı içerisinde fazlaca tedarikçi ve/veya müşteriye sahip olabilir.



Yatay boyut özelinden konuşacak olursak; kurumun zincirin neresinde olduğu önemlidir. Kurumumuz birden fazla tedarik zincirin üyesi olabilir. Örnekle açıklamamı isterseniz bir örnek verelim.


Biz ayakkabı tabanı üreten bir kurum olalım. Kendi tedarik zincirimiz içerisinde ham madde satın aldığımız tedarikçilerimiz, bitmiş ürünümüzü taşıyan lojistik kurumları, nihai üretim tesisi olan müşterilerimiz olabilir. Ham madde aldığımız yerler tedarikçi, tabanımızı satın alan kurumlar müşterilerimizdir. Bizim kurumumuz içerisinde yer alan departmanlarımızda zincirimizde yer teşkil edeceklerdir. Bu bizim ana zincirimiz. Ancak bizim kurumumuz sadece bir zincir içerisinde yer almayacak. Adidas Markası için taban tedariği yapıyorsak biz Adidas’ın tedarik zinciri içerisinde de yer alıyor olacağız. Kendi öz zincirimizde merkez konumunda iken Adidas’ın zinciri içerisinde tedarikçi statüsünde yer alıyoruz. Yani iç içe geçmiş tedarik zincirlerinden bahsediyoruz burada. Bu örneği daha fazla zincir ile çoğaltmak mümkündür.



Buraya bir üçüncü yapısal boyut eklemek mümkündür. Aslında yukarıda ki örnek biraz da bu üçüncü yapıyı açıklamak içindi. Bu yapısal boyut; kurumumuzun tedarik zincirinin yatay konumunu temsil etmektedir. Kurum, temel tedarik kaynağında veya yakınında, son müşteride veya yakınında ya da tedarik zincirinin uç noktaları arasında herhangi bir yerde konuşlanmış olabilir. Dolayısıyla üçüncü boyut, şirketin tedarik zinciri üzerinde bulunduğu konumu temsil eder.


Tedarikçi ve/veya müşterinin durumları bizim zincirimizin yapısal boyutlarını doğrudan etkilemektedir. Yapılan akademik çalışmaların bizlere gösterdiği sonuç zincirin yapısal olarak çok fazla kombinasyonu olduğudur. Zincirin tedarikçi tarafı çok daha dar ve uzun bir yapıya sahip olabileceği gibi müşteri yapısı geniş ve kısa bir yapıda olabilir. Bu durumun tam tersi veya farklı kombinasyonları da olabilir. Örneğin kurumumuz tek bir tedarikçi ile çalışabilirken müşteri sayısı birden fazla olabilir. Kurumumuzun birden çok tedarikçisi olabildiği gibi tek bir müşteriye de çalışabilir. Bunların dışında çeşitlendirebileceğimiz durumlar mevcuttur. Tedarik zincirinde bu boyutu doğrudan etkileyen unsurlar tedarikçi ve/veya müşteri sayısıdır.


Kurumların kendi iç süreçlerinde dış kaynak kullanması da yine aynı şekilde tedarik zincirimizi yapısal boyutta değiştirebilecektir. Dış kaynak kullanımı özellikle; lojistik, üretim, pazarlama ya da ürün geliştirme aktivitelerin odağında dönmektedir. Bu konu hakkında ilerleyen günlerde yazıp birlikte bu konuyu da öğreneceğiz. Lafın kısası dış kaynak kullanımı tedarik zincirinin uzunluk ve genişliğini artırabileceği gibi tedarik zincirindeki odak şirketin yatay pozisyonunu da etkileyebilir.



Tedarik zinciri konusunun yapısal boyutlarına baktığımız zaman yataya ve dikeye farklı merceklerde bakmamız gerekmektedir. Konumuz yatayda olsa dikeyde olsa bilmemiz gereken aslında bizim zincirimizi etkileyenler genel olarak dış kaynaklarımızdır. Tedarikçilerimizi, müşterilerimizi ve kendi iç operasyonlarımızı entegre ettiğimiz dış kaynakları genel olarak ifade edebiliriz. Bir diğer önemli nokta ise özellikle günümüz şartlarında kurumumuz tek bir tedarik zincirine sahip olmadığıdır. Bazı zincirlerin odak noktası olabildiğimiz gibi bazı zincirlerin başlangıcı bazı zincirlerin sonu olabiliriz. Birden fazla zincir içerisinde yer aldığımız aşikardır. Ve yine bizce önemli bir nokta da; bu farklı zincirlerin kesinlikle birbirinden bağımsız olmadığıdır. Bu zincirler birbirine entegre ve birbirinden epeyce etkilenen yapılardır. Örneğimizde biz ayakkabı tabanı üretiyorduk. Ham madde aldığımız tedarikçimiz de oluşan bir sorun doğrudan bizim kurumumuzu etkileyecektir. Yani bizim öz tedarik zincirimizde oluşan bir çürük zincirin geri kalan halkalarını etkileye etkileye gidecektir. Zincirde ki çürük halka zincirin yavaşlamasına, yıpranmasına hatta kopmasına sebep olacaktır. Kendi tedarikçimizin sorunundan etkilenen kurumumuzda başka bir kurumun tedarikçisi durumundaydı. Bu etkilenme diğer bir zinciri de yavaşlatabilir, yıpratabilir hatta kopmasına sebep olabilir. Etkin bir tedarik zinciri yönetimi tek bir zincir mükemmeliyeti bazında yapmak çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Tüm zincirlerin birbirine bağlandığı, zincirlerin entegre edildiği ve hepsini özelden genele mantığıyla mükemmelleştirme çabaları içerisinde olmak bize güzel bir yaklaşım merceği sunacaktır. İlerleyen yazılarda nasıl bir tutumda olabiliriz konularına odaklanacağım.

111 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page