Uğruna şiir dizelerinin feda edildiği, yenmek için can atılan ancak hayran kalınıp önünde diz çökülen şehir. Öyle bir şehir ki burası fethedilince çağ açılıyor çağ kapatılıyor. Tarihin sokaklarında cirit attığı, en güzel efsanelerin şehri Şehr-i İstanbul. Yaşayana iliklerine kadar hissettiren acısıyla, tatlısıyla, derdiyle, keyfiyle iki yakalı yedi tepeli ölümsüzlerin yeri. Peygamber övgüsüne nasip olacak kadar değerli, ülkemizin can damarı. Boğazı, Kız Kulesi, Galata’sı, tepeleri haa bir de trafiği. İstanbul’un o meşhur trafiği. Bugün sizlerle bu kocaman canavarın karşısında dikilen yeni bir savaşçı ile birlikteyiz. Güzel bir start up projesi olan Scotty’i inceleyeceğiz. Kaskımızı, dizliklerimizi taktığımıza göre yolculuğumuz başlayabilir. İyi yolculuklar dilerim.
”Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada, Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü’yada Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”
Yahya Kemal BEYATLI / Başka Tepeden İstanbul
Ne güzel demiş Yahya Amca “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.” diye. Dört bir yanı güzelliklerle dolu olsa da gel gör ki içinde yaşayana hayat o kadar güzel değil. Çok duyarsınız bir kilometre yolu 45 dakika da geçtik diye. Gerçekten öyle bitmez tükenmez bir trafik çilesi var bu şehrin. Ve çözümsüz kalıyor gün geçtikçe. Her gün daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Toplu taşıması ayrı dert şahsi arabası ayrı dert. O metrobüsler de az yapmadım tek ayak üstünde yolculuğu.
Geçen günlerde Beylerbeyi Sarayı’ndan Bebek Sahil’e geçmem gerekiyordu. Cumartesi günü ve artık kışın son güzel havalı günlerinden biri. Emin olun o yolu gidebilmeniz gerçekten çok zor. Hemde çok kısa bir mesafeden bahsediyoruz burada.
Bu mesafeyi aracınızla gitmeye kalksanız önce Beylerbeyin o meşhur trafiğini geçmeniz gerekiyor. Ardından köprü trafiğine takılacaksınız ve nihayetinde Levent trafiğine gireceksiniz. Keyif olacak eziyet. Bu yüzden şahsi araç gibi taksi kullanımı da eziyete dönüşecek. Toplu taşıma için bir kaç alternatifiniz var. İlki metrobüse yürümek (yaklaşık 1,5 km yokuş yukarı yürümeniz anlamına geliyor) ve metrobüs ile zincirlikuyu durağında inmektir. Buradan sonra ya yürüyeceksiniz yada büyük bir trafik çıkmazına gireceksiniz. Aşağıda önce Beylerbeyi – Metrobüs mesafe görseli daha sonra zincirlikuyu – bebek sahil mesafe görselini ekliyorum. Bu görsellerden mesafe faklarını görebilirsiniz.
Metrobüs dışında bir diğer ulaşım alternatifi ise Üsküdar Sahile gidip vapur ile Beşiktaş’a geçmek. Buradan otobüs ile Bebek Sahile geçilebilir ancak gerçekten yorucu bir yolculuk anlamına geliyor. Oturmuş kara kara düşünürken aklıma Scotty uygulaması geldi. Akıllı telefonuma önceden indirdiğim uygulama sayesinde çok rahat, keyifli ve taksiye göre çok daha ucuz bir yolculuk gerçekleştirdim. Bugün bu yazıda hem uygulamanın detaylarını hem yaşadığım tecrübeyi sizlere aktaracağım. Önce uygulamayı kısaca anlatmak istiyorum.
Scotty’in sloganı olan biteni anlatır nitelikte bence:
“Trafiğe takılma, tek tuşla ışınlan!”
Scotty, sizi motosiklet sürücüleri ile buluşturup ekonomik, hızlı ve güvenli yolculuk yapmanızı sağlayarak telefonunuzu bir tür ışınlama cihazına çeviren uygulamadır. Bu tanımı direkt Scotty’nin web sitesinden aldım. Size vaat ettiği 3 temel unsur var.
- Ekonomik
- Hızlı ve eğlenceli
- Güvenli
Burada güvenli kısmının üzerinde biraz durmak istiyorum. Sonuçta motor ile bir yolculuk yapacaksınız. İstanbul gibi bir yerde motor yolculuğu ne kadar güvenli olabilir diye düşünebilirsiniz. Ayrıca motoru kullanan kişi ne kadar tecrübeli, iyi bir sürücü mü gibi sorularda direkt akla geliyor. Uygulama burada güzel olanak sunuyor sizlere. Çağıracağınız sürücüyü siz belirleyebiliyorsunuz. Ve sürücülerin reyting puanları ile yorumları mevcut. Bunlar sayesinde daha önce yolculuk yapmış kişilerin deneyimleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Bu arada reyting olayı sadece sürücüler için değil yolcular içinde var. Sürücü de size oy veriyor.
Şimdi gelelim benim yolculuk deneyimime. Fotoğraflar ve videolar ile yazımı destekleyeceğim.
Önce uygulamanın görüntüleri ile başlayalım isterseniz.
Uygulama ekranın ardından sizi bir harita karşılıyor. Bu harita o an ki konumunuzun olduğu yerden başlıyor ve etrafa ki motorları gösteriyor.
Önce başlangıç konumunuz daha sonra varış konumunuzu seçiyorsunuz. Karşınıza mesafe ve fiyat çıkıyor.
Daha sonra size otomatik olarak yakınlarda bulunan bir sürücü ataması yapılıyor. İsterseniz sürücüyü kabul edebilirsiniz yada iptal edebilirsiniz. Aynı hak sürücüde de var.
Sonunda uygun bir sürücü ile eşleşiyoruz. Bu sürücünün bilgi ekranı aşağıda ki gibi açılıyor. Burada sürücünün puanını görebiliyoruz. 5 üzerinden 4.9 puan almış.
Uygulamanın bir güzel yanı da sürücüyü arama şansınız var. Ara butonuna bastığınız zaman sürücüye direkt ulaşıyorsunuz. Burada güzel bir nokta daha var; aradığınız numara 0850 ile başlıyor. Yani tamamen ücretsiz. Benim yolculuğumda sürücü beni aradı ve yerimi teyit etmiş oldu. Telefonu kapatınca sürücünün onayı gelmiş oldu ve haritada nerede olduğunu takip etmeye başladım.
Sürücünün yeri harita üzerinden anlık güncelleniyor. Böylece çok rahat takip edebiliyorsunuz.
Motor bana ulaştıktan sonra sürücü arkadaş hemen kask çıkardı ve verdi. En çok merak ettiğim konu burasıydı. Güvenliği ön plana çıkarıyorlar. Kaskların bir diğer güzelliği içerisinde bulunan telsiz sistemi. Çok rahat bir şekilde sürücü ile iletişim kurabiliyorsunuz. Ayrıca hijyen içinde bone veriyorlar. Vermezlerse mutlaka talep edin.
Uygulama için yazı yazacağımı bu yüzden yolculuk sırasında video çekmek istediğimi belirttim ancak güvenlikten dolayı izin verilmedi. Bu da benim için bir artı oldu diyebilirim. Ayrıca hareket etmeden hemen önce belli uyarılar yapıldı. Uygulamayı ilk kez kullandığım için risk oluşturacak hareketlerden bahsedildi.
Konforlu, keyifli, hızlı ve güvenilir bir yolculuğu böylece tamamlamış oldum. Uygulama güzel havalar için ideal ama kış şartlarında nasıl olur bilemiyorum. Aynı deneyimi karlı bir havada da gerçekleştirip sizlerle paylaşmak isterim. Özellikle İstanbul trafiğine iyi bir çözüm olacak uygulama güzel bir start up projesi. Eminim çok daha hızlı büyüyeceklerdir. Sürekli söylediğim üzerine bastığım bir konu var. Gelecek yazılımda değil bugün bile yazılımda!